Günümüzde pek çok kadının yaşadığı bir problem olan polikistik over sendromu, yumurtalıklarda oluşan çok sayıda küçük ve iyi huylu kisttir. Oldukça yaygın ve önemi de büyük bir hastalık olan polikistik over sendromu, eğer tedavi edilmez ise karaciğer yağlanması başta olmak üzere kısırlık, diyabet, depresyon ve hipertansiyon gibi hastalıklara da neden olabilir ve bu durumun yaşanması son derece risk taşır. Dr. Ayşegül Çoruhlu, polikistik over sendromu ile ilgili merak edilenleri yanıtladı ve bu konuda çok önemli bilgilere yer verdi.
Dr. Ayşegül Çoruhlu, polikistik over sendromu (PCOS) ile ilgili çok önemli bilgilere yer verdi
Polikistik over’in (PCOS) minik kistler olduğunu ve bu kistlerin ultrasonda görülen yumurtalıklarda bulunduğunu belirten Ayşegül Çoruhlu, sözlerine başlarken, “Bazen o kistleri ultrasonda görerek teşhis koyuyorlar. Bazen de görülmeden yalnızca polikistik over semptomları gösteren kişiler de olabiliyor. Polikistik over sendromunda en çok görülen belirtilerden ilki regl düzensizlikleridir. Bazen regl aralıkları çok açıkken bazen hiç olmuyordur. Yani reglin aylık periyodlarında bir düzensizlik vardır. Bazen hiç olunmuyor ve bunları düzeltmek için genelde doğum kontrol hormonu veriyorlar. Demek ki hormonla ilgili bir mesele var. Bu durumda hormon vererek bunu düzeltilebiliyor. Kadın doğumcuların genel yaklaşımı böyle. Bir diğer şikayet de akne. Siyah noktalar, akne, sivilce olabiliyor. Akne olması da hormonla ilgilidir ama daha çok üzerine tüylenme de eklendiğinde bunun östrojen eksikliği ve testosteron fazlalığı olduğu anlaşılıyor. Bunun için de bazı testler yapılıyor. Yine aynı hap verilerek hormonlar dengeleniyor.” dedi ve konunun önemine değindi.
Ayşegül Çoruhlu, “Peki, tüm bunların altında aslında ne var? Polikistik over, diyabetle doğrudan ilişkilidir. Normalde diyabet olması için kan şekerinin yüksek olması lazım. Hipoglisemi olması için de diyabet öncesi durumlar oluşur. Mesela şeker çok düşüktür ama insülin yüksektir. Polikistik overde en çok gelen biyokimyasal meselelerden biri de insülin rezistansı yani açlık insülin değerinin normalden yüksek olması. Normal değerler için de laboratuvarlar 4 ile 24 dese de 5’lerde olması lazım. 10’ün üzerinde bir değer varsa insülin rezistansından bahsedebiliriz. Polikistik overde kilo olmasa da bir insülin rezistansı var, hormonlarla ilgili bir tuhaflık var. Rezistans direnç demektir. Normalde kadınlarda östrojenin daha yüksek olması gerekiyor. Polikistik over tedavisinde bitkisel beslenmek gerekir. Karbonhidratı kesmek ve sağlıklı yağları artırmak da aynı şekilde. Yani diyabet olunmuş da öyle besleniyormuş gibi davranmak lazım. Gençlikte işlenmiş yiyecekleri çok yiyen vücudun kilo yapmayacak kadar regülasyonlar tam olduğu halde, o işlenmiş unlu yiyeceklerden zarar görmesidir. Bu yüzden de bu hastalığın tedavisi diyabetmiş gibi beslenmektir.” diyerek sözlerine devam etti.
“Hatta daha çok yurt dışında polikistik over için verilen düşük dozda şeker ilacı, tedavinin bir parçası olarak yerleştirilmiştir. İyi yağlar anlamında da omega-3 kullanmak yine bu tedavi için yerleştirilmiştir. Bol antioksidanlı beslenmek ve vücuda ihtiyaç duyduğu antioksidanları vermek polikistik over tedavisine dahildir. Özel B vitaminleri ve hücredeki enerjiyi artıracak olan folikasit koenzim q10 gerekli şeylerdir ve tedavide yer alır. İlaçlar bırakıldığı an tekrar aynı problemle karşılaşılıyor çünkü beslenme ve yaşam tarzı aynı. Eğer bu teşhisi aldıysanız kendinizi diyabetmiş gibi düşünün ve ona göre sağlıklı beslenin.” diyen Dr. Ayşegül Çoruhlu, PCOS ile ilgili sözlerini noktaladı.
Ayşegül Çoruhlu’nun polikistik over sendromunu anlattığı videouyu buradan izleyebilirsiniz: