Doğal yollar ile hayatı daha sağlıklı bir hale getirmenin mümkün olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bir detay daha var ki, öğrenildiği zaman herkesi daha doğal bir beslenme düzenine iteceği gün gibi ortada. Doğal yollar ve yeni beslenme alışkanlıkları ile normale oranla daha uzun yaşamak bile mümkün hale geliyor. İnanması güç de olsa yapacağınız tercihler ömrünüzü belirliyor.
Ömür uzatan beslenme alışkanlıkları
Her ne kadar yaşayış biçimimiz ve spor ile alakamız ömür uzunluğumuzu etkiliyorsa, yediğimiz ve içtiğimiz gıda ve türevleri de aynı oranda ne kadar yaşayacağımıza etki eden bir durum. Doğal beslenme alışkanlıkları ve dengeli yemek programları ile ölümsüz olmasanız da, hem daha uzun hem de daha sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz. Beslenme alışkanlıkları aynı zamanda ilerleyen yaşlarda daha dinç ve genç hissetmeye yaradığı gibi yaşlanırken vücut fonksiyonlarını da korumaya yardım ediyor. İşte daha uzun yaşamanızı sağlayacak, ömür uzatan beslenme alışkanlıkları:
Meyve ve sebzelere ağırlık verin
Meyve ve sebzeler içerdikleri doğal vitamin ve besin değerleri sayesinde vücut fonksiyonlarını dengelemeye ve daha düzenli çalışmasına yardımcı olur. Aynı zamanda içerdikleri sağlıklı vitamin ve besinler ile meyve-sebze türünden gıdalar cildi de tazeleyerek daha genç görünmenize yardım ediyor. Daha mutlu ve huzurlu hissetmenize de yardımcı olan sebze ve meyveleri beslenme düzeninize dahil etmek her açıdan daha sağlıklı olacaktır. Bu beslenme düzeninde en çok faydayı sağlayan yeşil renkte olan meyve ve sebzeler. Özellikle yeşil elma genç örünüm için önemli.
Sağlıklı yağlar uzun yaşamanın sırrı
Yağlanmaya karşı yağlı gıdalardan uzak durmak gerekse de, ortada yanlış bilinen bir durum var. Her yağ sağlıksız olmadığı gibi her yağ kilo da aldırmaz ve bazı sağlıklı yağların tüketimi ömrünüze ömür katar. Örneğin zeytinyağı, dengeli ve sınırlı bir tüketim ile zeytinyağı hem cildinizi gençleştirir hem de iç organlarınızda çalışma düzeni oluşturmanızı sağlar. İçerdikleri yağ asitleri sayesinde metabolizma hızlandıran bu yağlar tüketildiği takdirde vücut daha verimli çalışmaya başlıyor. Daha çok kuruyemiş ve bitkilerden alınabilen yağları tercih edebilirsiniz.
Karbonhidratları azaltın, proteinleri arttırın
Karbonhidrat türünden gıdaların sürekli ve ağırlıklı tüketilmesi hem kilo almaya, hem sindirim sistemini tembelleştirmeye hem de kalp sağlığına zarar vermeye yol açar. Karbonhidratlar vücutta ilk yakılan besinler olduklarından sürekli olarak karbonhidrat alımı hem diğer besinlerin hemen yakılmasını engelleyecek hem de bu besinlerden alınacak sağlıklı değerlerin düşmesine neden olacaktır. Bu nedenle karbonhidrat alımını minimum seviyede tutmak ve bunun yerine proteinlerden faydalanmak çok daha işinize yarayacaktır.
Güne sirkeli su ile başlayın
Her sabah uyandığınızda 1 bardak su içerisine 1 çorba kaşığı sirke atar ve bu suyu içerek güne başlarsanız, hem metabolizma çalışma hızınız artacak hem bağışıklığınız güçlenecek hem de daha enerjik hissedeceksiniz. Aynı zamanda vücudu sağlıksız maddelerden arındıran bu içecek ile cildinizi de korursunuz.
Akşam 8 itibari ile yemeği kesin
Geç saatlerde yenilen yemekler de en az sağlıksız beslenme alışkanlıkları kadar zararlı. Geceleri yavaşlayan metabolizma nedeni ile alınan gıdalar düzgün şekilde öğütülemez ve burada çürüyerek aslında sağlıklı bir gün geçirmeye yardımcı olacakken tam tersi yönde etki gösterebilir. Bu gibi durumlardan kaçınmak adına en sağlıklı akşam yemeği aralığı 18:00 ile 19:00 aralığında sayılır çünkü vücudun metabolizma olarak da en hızlı çalıştığı saatler bu saatlerdir.
Her besin grubundan alın fakat yeterli porsiyonda
Her besin grubunun hayatımızı idame ettirmemiz için kendince gerekli olduğu anlar ve alanlar vardır. Bu nedenle her besin grubuna ait gıdaları tüketmek gerekir ancak bu tüketimde bazı besin gruplarını baskılamamız gerekmektedir. Baskılanmamaları halinde yağ ve karbonhidrat gibi besin grupları hem kilo almamıza hem de birçok hastalığa kapı açacaktır.