Anadolu coğrafyası binlerce yıldır herkesin ilgisini çekmiş ve herkesin sahiplenmek istediği bir yer olmuştur. Tarihe batığımızda sayısız medeniyetin Anadolu’ya geldiğini, ticaret yaptığını, medeniyetler kurduğunu görmekteyiz. Bununla beraber birden çok savaşa da ev sahipliği yapmıştır. Gerek iklim koşulları, gerek coğrafi konumu nedeniyle tampon bölge konumunda olması, gerek verimli toprakları, gerekse yer altı ve yer üstü zenginlikleri nedeniyle vazgeçilmez bir bölge olmuştur. Tarihin değişik zamanlarında çok büyük medeniyetler, ülkeler kurulmuş ve tüm dünyayı etkilemişlerdir.
Tüm bunların yanında tarihi bilgilerimizi adeta sıfırlayan ve baştan yazmamıza neden olan gelişmeler de yine Anadolu coğrafyasında yer almaktadır. Bunların başında hiç şüphesiz 2014 yılında kazılıp gün yüzüne çıkarılan Göbeklitepedir. Bilim, Göbeklitepe ile tüm algılarını, birikimlerini yeniden gözden geçirmeye başlamıştır. Çünkü sanılanın aksine çok gelişmiş insanların olduğu tespit edilmiştir. Neolitik çağın gerektirdiği koşulların ve insan profilinin çok ötesinde gelişmiş medeniyetlerin varlığı Göbeklitepe ile ortaya çıkmıştır. Göbeklitepe sayesinde tarihi bilgiler yenilenmiş ve bu da insanların daha çok düşünmesine ve araştırmasına neden olmuştur. Tarihi 12 bin yıl öncesine dayanan bu denli bilgilerin çok iyi koruması ve yapılış amaçları insanları hayrete düşürmektedir.
12 bin yıl önceki insanların avcı toplayıcı olduğu yıllarca insanlara anlatılmıştır. Bu dönemdeki insanların çok ilkel oldukları ve basit aletler kullandıkları düşünülmekteydi. Ancak yapılan kazılarda bunların çok ötesinde şeyler ortaya çıkmıştır. Sanattan, mimariden, dinsel inanışlardan oluşan bir sürü bulgu yapılan kazılarla gün yüzüne çıkmıştır. Sanılanın aksine bu insanlar tarım yapabilen, bir arada yaşayabilen, çok ileri derecede bir mimari ve sanat anlayışına sahip olan insanlardı. Dini alanda da bir yaratıcıya inandıkları yaptıkları tapınaklarla anlaşılmaktadır. Yaşam merkezlerine dini inanışlarını aldıkları tespit edilmiştir. Bu gizemli yerlerden birisi de Diyarbakır’da bulunan Gre Fılla höyüğüdür. Henüz çok yeni keşfedilen bu yer Göbeklitepe ile yaşıttır. Onu özel kılan da budur.
Gre Fılla Höyüğü
Gre Fılla, Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinde yer almaktadır. Göbeklitepenin keşfinden sonra kazı çalışmaları çok artmıştı. Bu da yakın bölgelerdeki kazı çalışmalarını arttırmıştı. İlk olarak 2018 de kazılarına başlanan bu höyükten yaklaşık olarak 2687 eser gün yüzüne çıkarılmıştır. Kazılarda çanak-çömleksiz neolitik dönemde yaşayan insanların izlerine rastlanılmaktadır. Bu izlerin yanı sıra dini ve sosyal bulgular da tespit edilmiştir. Bu güne kadar 10 metre çapında 3 çukur yapı ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca Gre Fılla yuvarlak yapılı ilk barınaklardır. 10 metreyi bulan bu çukurların birinde steller bulunmaktadır. Bu da onu Göbeklitepe ile çağdaş kılmaktadır. Çatıyı taşıyan 4 tane paye bulunduğu tespit edilmiştir. Gre Fılla höyüğünün en önemli özelliği ana kayaya oyulmuş ve yerin altına doğru çukur şeklinde inşa edilmiş olmasıdır. Ayriyeten höyükteki mimarinin ve bazı eserlerin Göbeklitepedeki eserlere benzerliği çok dikkat çekmektedir.
Gre Fılla höyüğünü özel kılan başka bir özelliği ise bu dönemdeki insanların çeşitli ritüeller ve dinsel törenler gerçekleştirmesidir. Bu da Göbeklitepe’deki gibi tüm tarihi algıyı değiştirmektedir. İnsanlar bu ritüellerle sosyalleşmiş ve bir arada yaşamayı sürdürmüşlerdir. Ortak kullanım alanları da yapılan kazılarla tespit edilmiştir. Ayriyeten kazılarda genellikle taş balta, kesici ve delici aletler, toprak ve taştan figürler ve öğütme taşı yoğun bir şekilde bulunmuştur.
Video: Gre Filla Höyüğü Diyarbakır’ın Taş Tepesi