Üniversite sınavına hazırlanmak, bazı öğrenciler için korkulu bir süreç haline dönüşebiliyor. Her lise öğrencisinin kaygı duyduğu bir sınav olan üniversite sınavı olmakta. Sınava hazırlanmakta zorluk çeken öğrencilerin merak ettiği üniversite sınavına nasıl çalışılmalı? Tercih yaparken nelere dikkat edilmeli? Sorularını Matematik Öğretmeni Murat ÇAKIR’a yönelttik.

İzleyin: TYT ve AYT’ye nasıl çalışmalı? Tercih yaparken nelere dikkat edilmeli?

Öğrenci üniversite sınavına nasıl hazırlanmalı?

ÖSYM, üniversite sınav formatını son değiştirdiğen beri soru kalıplarını da değiştirdi. Eskiden belli başlı soru kalıpları vardı ve öğrenci bu soru kalıplarını ezberleyerek sınavdan yüksek puan alabilmekteydi. Fakat değişen sınav formatıyla birlikte soru kalıplarını da değiştiren ÖSYM, öğrenciye soru kalıplarını ezberletmiyor. Artık sınavda muhakeme, analiz, sentez becerisine dayalı soru formatları bulunmakta. Bu sayede öğrencinin ezber yeteneği değil, öğrencinin bilişsel yetenekleri test ediliyor.

“Burada ki en önemli husus, başarının öğrencinin kendisinde bittiği. Başarının büyük çoğunluğunu öğrenci, kendi başarısıyla elde ediyor.”-Murat ÇAKIR

Dershaneler veya ekstra özel dersler alan öğrenci, kendi başına ders çalışmazsa herhangi bir başarı elde edemeyecektir. Çünkü ÖSYM’nin yeni soru formatları, bireysel çalışmalarla pekiştirilebilir oldu. Artık üniversite sınavını kazanmanın anahtarı, öğrencinin kendi çabasına bağlıdır.

Bir öğrencinin üniversite sınavını kazanması için günlük düzenli ders çalışmayı alışkanlık haline getirmesi gerektiğini vurgulayan ÇAKIR, öğrencinin günde en az 5 saat ders çalışması gerektiğini söyledi. Eğer öğrenci ders çalışma planı yaparak, haftalık programlar hazırlayıp onlara uyarak, dersleri günlere dengeli bir şekilde dağıtarak çalışırsa üniversite sınavından istediği sonucu elde edecektir.

“Öğrenci dershaneye de gitse, özel ders de alsa bireysel çalışmayı yapmayan öğrenci başarısız oluyor. Bu durumu defalarca görmüş bir eğitimci olarak söyleyebilirim”

Üniversite tercihleri nasıl yapılmalı?

Üniversite tercihleri yapılırken öğrenci bir çok baskıya uğramakta. Bu baskı sonunda ise öğrencinin istekleri değişebiliyor. Çevre baskısı, aile baskısı, para kazanabilir miyim endişesi gibi bir çok baskı, öğrencinin üniversite tercihini etkileyebiliyor. Bu durumlar yüzünden öğrenci, hiç okumak istemediği bölümleri okuyup, yapmak istemeyeceği meslekleri yapmak zorunda kalabiliyor.

İLGİLİ MAKALE  Sınavsız ikinci üniversite bölümleri; ücretler, kayıt işlemleri, kayıt yapılabilecek üniversiteler

Üniversite tercihlerindeki ikinci sorun, öğrenci aldığı puana göre bir bölüm seçmesi. Kura seçer gibi yazdığı bölümlerde okuyan öğrenciler, okuduğu bölümü sevmiyorlar hatta okulu bırakıp tekrardan sınava hazırlanıyorlar.

Üniversite tercihi yapılırken dikkat edilmesi gerekenlerden ilki, öğrencinin kendini tanıması. Öğrenci kendini satırsa, ne yapmak isteyeceğinin farkına varır ve üniversite hedeflerini o şekilde düzenler. Hangi mesleği icra ederken mutlu olacağını düşünüyorsa, öğrenci üniversite tercihini yaparken o bölümü tercih etmeli. Bu kendini tanıma süreci geç yaşlara kadar sürmemeli. Mümkünse öğrenci bu süreci 9. sınıfın sonuna kadar tamamlamalı. Bu sayede üniversite sınavına hazırlığını, bu kararlar doğrultusunda yapacaktır.

“Sınıf rehber öğretmenleri 9. sınıftan itibaren bu konuyu öğrencilere aşılayarak; öğrencinin gerçekte hangi mesleğe yatkınlığı, hangi meslekte mutlu olacağı husularını araştırması gerekiyor. Aksi halde, hiç hastasını sevmeyen doktor, sadece matematiği iyi diye siz onu tıp fakültesine yönelttiğiniz doktorlarla karşılaşırsınız.”-Murat ÇAKIR

Üniversite tercihlerindeki bir diğer husus, “Vakıf üniversitesi mi yoksa devlet üniversitesi mi?” Sorusu oluyor. Öğrencinin ilk düşündüğü durum ise, il dışında harcayacağım masraflarla burada haracayacağım masraflar eşitse, ailemden uzakta kalmama gerek yok düşüncesi. Bazı öğrenciler ise sadece devlet üniversitelerine gitmek istemekte. Çünkü vakıf üniversitelerine karşı bazı önyargıları oluşmakta. Bu öğrenciler de kendine göre haklı. Eğer öğrenci gitmek istediği devlet üniversitesinin akademik kadrosunu araştırmışsa, imkanlarına bakmışsa öğrenci il dışına da gitmek isteyebilir. Günümüzde devlete mi yoksa özele mi gitmeliyim kaygısı kalmadı. Öğrencini kaygısı artık, “Üniversite seçerken hangisinin imkanları daha iyi olmalı?” Kaygısı olmalı.

Son dönemlerde vakıf üniversitelerinin imkanları olabildiğince arttı. Vakıf üniversiteleri, devlet üniversiteleriyle rekabet haline girdi. Eskiden parmakla sayılan vakıf üniversiteleri, şimdileri her caddede bulunmakta. Bu üniversiteler birbirleriyle rekabet halinde. Bu yüzden her geçen gün imkanlarını arttıran vakıf üniversiteleri, devam edebilmeleri için öğrencileri kendilerine çekmek zorunda.