Bir Bilene Sorduk? ekibi olarak üniversiteye hazırlanan öğrencilerin merak ettiği, “Üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler, Türkçe ve Edebiyat derslerine nasıl çalışmalı?” Sorusunu Edebiyat öğretmeni Ramazan Efe AY’a yöneltti.
2017 yılında TYT sınavının gelmesiyle birlikte üniversite sınavında Türkçe dersinin önemi bir hayli arttı. Türkçe bölümünde 40 soruya ulaşan soru sayısı, Türkçe’yi bir hayli önemli bir noktaya taşıdı. Matematikle aynı puana sahip olduğunu söyleyen AY, “ÖSYM diyor ki, Türkçe ile Matematiği öğrenci bilecek.” diyerek devam etti.
İzleyin: Üniversite sınavında Türkçe ve Edebiyat derslerine nasıl hazırlanmalıyız?
Üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler Türkçe ve Edebiyat’a nasıl çalışmalı?
Türkçe sorularında 13 ile 7 arasında dil bilgisi soruları gelirken; paragrafta anlam, cümlede anlam, sözcükte anlam soruları çok fazla gelmeye başladı.
“Maalesef biz ortalama 700 kelimeyle konuşuyoruz. O kelime dağarcığını ne yapmalıyız? Arttırmalıyız. Mesela ders kitaplarına baktığımızda, o kitaplarda neler var? Metinler var, metinlerin altında da anlamı bilinmeyen kelimeler var. Yani öğrenilmesi gereken kelimeler var. Öncelikle öğrenciler, mutlaka kelime dağarcığını arttıracak. Bu da nereden gelecek? Okumaktan geçecek.”-Ramazan Efe AY
Öncelikle kitap okuyup, bilmediğimiz kelimelerin anlamlarını öğrenmemiz gerektiğini vurgulayan AY, bu öğrenilen kelimelerin, günlük hayatta kullanılması gerektiğini de söyledi. Öğrencilerin karşısına bir matematik problemi gelmesine karşı öğrenciler, bu matematik problemlerini çözebilecekse bile başta problemi anlayamadıklarını vurguladı.
“Türkçe’de ilk önce okuduğunu anlama, kelime dağarcığını arttırma diyoruz. Tabi bu kitabı okuyacak, bol bol paragraf sorusu çözecek. Bir de vazgeçilmezimiz, dil bilgisi tabii. Dil bilgisinde de artık kelimelerin yapısını, kelimelerin nerelerde kullanıldığını, nasıl anlamlar kattığını öğrenmeli. tabii ki bu bir süreç. Öğrenci, TYT’ye hazırlanmaya nasıl başlıyor? Sözcükte anlam, cümlede anlam, paragrafta anlam, dil bilgisi şeklinde devam ediyor.”-Ramazan Efe AY
Öğrencilerin paragraf kitabı alıp çözmeleri gerektiğini söyleyen AY, aynı zamanda her öğrencinin seviyesinin aynı olmadığını ve öğrencinin kendi seviyesini bilmesi gerektiğini anlattı. Piyasadaki kitaplar orta-ileri ve kolay-orta seviyelerinde ayrılmakta. Öğrenci kendi seviyesini öğrendikten sonra ise hangi seviyede bir kitap edinmesi gerektiğini ve onunla çalışmaları yürütmesi gerektiğini söyledi. Kendisinin de kitap çıkardığını ama bu kitabın orta-ileri düzeyde olduğu için her öğrencisine önermediğini anlattı.
Öğrenciler seviyesini nasıl öğrenebilir?
Seviye tespit sınavları gibi kurumların uyguladığı sınavalar ile öğrenci kendi seviyesini ölçebilir. Dershaneler gibi eğitim kurumlarının bu sınavlarını yaptığını söyledi.
“Seviye öğrenmeyi dershaneler de yapar. Dershaneye başlamadan önce bir sınav yaparlar. O sınavda öğrenciler, belli seviyelere göre ayrılır. Biz bunu Milli Eğitim’de yapabiliyor muyuz? Yapamıyoruz maalesef. Ama Milli Eğitim’de de artık orta bir yol buluyoruz.” – Ramazan Efe AY
Bir de bu durumun AYT sınavındaki Edebiyat dersi olduğunu söyleyen AY, sözlerine şöyle devam etti. “AYT sınavında Edebiyat bölümünde 24 soru var. Ama neden 4 soru paragrafta anlam sorusu? Neden 24 sorunun 24 tanesi de edebiyat sorusu değil? Biz öğrencilere 4 ay boyunca Cumhuriyet Edebiyatı’nı anlatırken sadece 2 soru gelmesi, öğrencinin ve öğretmenlerin motivasyonunu düşürecektir.”
Soru sayılarının düşürülmesinin yanlış olduğunu söyleyen AY, soru sayılarının bu sınav sisteminde tekrardan elden geçirilip, düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Fakat yine de öğrencilerin öğretmenlerini dinlemesi gerektiğini, her gün soru çözmesi gerektiğini ve günü gününe derslerini çalışması gerektiğini düşünüyor.
“AYT biraz TYT’ye göre biraz daha kolaydır. Çünkü bilgi sorusudur, öğrenci bildiği zaman ne yapar? Çok kolay bir şekilde çözebilir.” – Ramazan Efe AY