Süt içmek, özellikle çocuklar için çoğu kişi tarafından önerilen bir eylemdir. Kemik gelişimi ve sağlığı açısından önemi herkesçe bilinen süt içmek, yetişkinler için sanıldığı kadar faydalı olamayabiliyor. Dr. Ayşegül Çoruhlu, çocuklara değinmeden sütün yetişkinlerde ne gibi olumsuz etkilere neden olacağını anlattı. İşte, Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun önemli açıklamaları.
“Zaten erişkin olmuşuz”
“Konumuz, çocuklar değil. Erişkin yaşı geldikten sonraki süt kullanımını açıklayacağım. Sütün büyüttüğünü, içinde büyüme hormonu olduğunu zaten biliyoruz. Memeliler, yavrularını büyütebilmek için yediklerini sütleriyle yavrularını besliyorlar ve yavruları hızlıca büyüyor. Erişkin yaştaki insanların eski hücrelerinin yenilenmesi lazım ama hücre sayımızın çok artmasına ihtiyacımız yok. Zaten erişkin olmuşuz. İnsülin iyi değil ve yaşlanmayı hızlandırır. İleri yaşta, insülin bizim çoğalma işlemimizi artırdığı için kilonun dışında bir sürü hastalık gibi iyi ve kötü huylu çoğalmalara da ortam hazırlıyor. İnsülinden kurtulursak, az karbonhidratlı beslenirsek, o çoğalma işini azaltacağız ve kanserli hücrelerin çoğalmasına engel olmuş olacağız.”
Sağlıklı beslenme çabamızı bozuyor
“Vücudun içerisinde, normalde de büyümeyi sağlayacak hormonlar var. Büyüme hormonunun da gece derin uykuda salgılandığını biliyoruz. Onun yaptığı aslında büyümeden öte, onarmaya yönelik. Bir yerimizde bir yıpranma olmuşsa onu onarmaya yönelik bir simülasyon. İnsüline benzeyen büyüme hormonu dediğimiz şey, vücudun içerisinde var ve bunun miktarı ne kadarsa, hastalıklar da o kadar hızlanıyor. Igf-1 denen şeyden kurtulmamız lazım yaşlanmamak için çünkü bir tür büyüme faktörüdür. İnsüline benzediği için insülini ne yükseltirse onu da o yükseltir. O yüzden karbonhidratlı yemek, geç saatte yemek, işlenmiş ürünler yemek yanlış. Igf-1’i kendi içinde taşıyan şeylere baktığımızda süt ve süt ürünlerini görüyoruz. Çünkü o büyüme faktörleri, hayvanın yavrusunu büyütmek için var olduğundan, süt içerisindeki büyüme faktörlerini biz büyüdüğümüz yaşta aldığımızda iyi olmuyor. Zaten biz kötü karbonhidrat yemeyerek, akşam yemeyerek, şeker yemeyerek aslında insülinimizi, şekerimizi ayarlarken insüline bağlı gereksiz büyümeyi azaltmaya çalışıyoruz. Büyüdüğümüz zaman, olay bitmişken, sütü ister doğal süt olsun büyüme faktörlerini bize dışarıdan verdiği için bizim sağlıklı beslenme çabamızı bir anlamda bozmuş oluyor.”
“Süt ile kefiri yan yana koyduğunuzda, kefirin içindeki menfaatler fazlasıyla yeterli. Tereyağını süt ürünü olarak görmemek lazım, o zaten sade yağ. Peynir grubundan bir gıda seçeceksek, lor peyniri oldukça emniyetli. Peynir altı suyundan yapıldığı için bir nebze daha iyi. İlla peynir yemek istiyorsanız, bu sefer de hayvanın küçüğüne gitmeniz lazım. Keçi peyniri, koyun peyniri gibi. Çünkü inek büyük bir hayvan ve yavrusu da büyük. Yavrusunun çabuk büyümesi için inek sütünde biraz daha fazla büyüme hormonu var. Küçük hayvanda inekten daha az. Bu mantıkla hareket ederek, kendi gövdemize daha yakın diye keçi veya koyun peyniri tercih edebiliriz. Ama saf ve zararsız süt grubu diyorsanız, kefir ve sade yağı yanında karbonhidrat olmadan tüketin. Onun dışında lor peyniri tüketilebilir. O yüzden bu süt ve peynirle inatlaşmamak, burada kalmak lazım.”
“Laktoz konusu devede kulak bir şey. Laktoz intoleransı olmasa da, laktozsuz süt içilse de bir anlamı yok. Laktoz intoleransı dediğin şey aslında bence olayın küçücük bir kısmı. Onun bir önemi yok. Bence bununla uğraşmayıp düz olarak hayvan sütü konusunu rafa kaldırıp onun fermente olmuş hali olan kefiri resme katabilirsiniz. Bana göre, tümöral bir geçmişi olan, kanser geçmişi olanların süt grubunu bırakması lazım. Kırmızı et grubunun da bir miktar azaltılması lazım. Aynı şekilde yüksek alerjisi olanların da bence süt grubundan uzak durması lazım.”
Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun süt ile ilgili önemli bilgilere değindiği videosuna buradan ulaşabilirsiniz: